“Oh hayat size güzel valla. Ben de sizin gibi öğrenci olsam keşke, ekmek elden su gölden” demiş baba.
Oysa çocukların zaten okuyacak, başka ne yapacak ve hayat onlara güzelse, babanın haset etmesi değil, buna sevinmesi gerekir.
Çocukların içine suçluluk koymanın ne alemi var şimdi? İnce belliye çayı koymuş annen, onbeş dakikalığına ayaklarını uzatmış.
“Oh Saniye. Hayat sana güzel valla” diye keyfinin içine limon sıkmış ev ahalisi.
Saniye açıklamalar yapmış:
“Vallahi çok yoruldum. Beş dakika ayaklarımı uzattım. Şimdi oturdum daha”
İş yerinde öğle arasından neşeyle gelen çalışanlara “Oh hayat size güzel valla. Biz çalışalım, siz yemeklere gidin” denmiş, neşeleri içlerine kaçırılmış.
Demişler ki “Yahu sen de gelseydin? “
“Yok oğlum, biz sizin gibi rahat insan değiliz” diye de büyüklenilmiş.
En doğal haklarını aldılar diye suçluluk hissetmeleri beklenmiş.
Kardeş şehir dışında okul kazanmış. “Oh hayat sana güzel valla. Sen gittin. Ben burda annem babamla kaldım” denmiş.
“Sen de gitseydin?” denilince “Ben senin gibi bencil değilim” demek suretiyle vicdana bir büyük taş parçası konmuş.
“Oh hayat size güzel. Gittiniz yurtdışına” diyerek arkadaş darlanmış.
“Yahu kolay mı yurt dışında yaşamak? Şöyle sıkıntımız var, böyle zorlanıyoruz” diye açıklama yapmak zorunda bırakılmışız.
“Oh hayat sana güzel. Bir saat konuşup atıyorsun x TL yi cebe” ye karşılık “O iş o kadar basit değil. Eğitimi var, kitabı var, supervizyonu var, tatile gittin mi kazanmıyorsun, hasta oldun mu kazanmıyorsun, sigortanı kendin ödüyorsun, işten ayrılınca paket almıyorsun, senin yerine birini çalıştıramıyorsun. Eve gidip işi unutayım da yok. Çok hassas bir iş. Hataların kolay geri dönüşleri yok denecek kadar az. En iyi halinle orada olman gerek. Kolay değil yani” diye kıvrım kıvrım kıvrandırılmışız.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Birisi tüyleri diken diken eden bu “Oh hayat sana güzel” hasetlenmesiyle gelirse size, “Evet” diyin, “Hayat bana güzel”.
Hayat hepimize güzel olsun
İyi şeyleri, keyif yapmayı, iyi şartlarda yaşamayı, para kazanmayı herkes hak eder.
Tüm bunlar için aşırı yorulmaya, çile çekmeye, hak etmek için belli bir kota doldurmaya gerek yok.
Tamam mı Saniye?
Otur iç çayını rahat rahat.
Pınar Mermer
Klinik Psikolog